2010’lu yılların ortalarıydı… Global kriz bizim memlekette de etkilerini iyiden iyiye göstermeye başlamış, hayat hiç de alışık olmadığımız, bambaşka bir boyuta çoktan taşınmıştı!..
Rahmetli Sinan (Tanyıldız) Abi ile Hürriyet’teki odasında sohbet ediyorduk… Konu haliyle işler güçlerdi ama her zaman olduğu gibi havadan sudan, eşten dosttan da konuşuyor; kimi zaman çok ciddi, kimi zaman kahkahalarla bir konudan ötekine atlıyorduk.
Bir ara Sinan Abi durdu, “Birer tane köpek alalım mı Öncül?” dedi…
Tamam, havadan sudan konuşuyorduk ama bu köpek alma mevzuu da nereden çıkmıştı?..
“… Sevgime, ilgime ihtiyacı olan birinin, bir şeyin olması beni mutlu ediyor.”
“Hayırdır abi?..” dedim, “Nereden çıktı şimdi köpek almak?..”
“Hiiiç” dedi Sinan Abi, “Değişiklik olur. Evin içinde koşar… Havlar falan… Sabahları gezdiririz… Evin içini dağıtır, oraya buraya pisler… Kızarız, sinirleniriz… Filmlerde görüyorum; televizyon izlerken, kitap okurken yanına gelip yatıyor, seviyorsun, kafasını kaldırıp gülümser gibi bakıyor, sonra gene yatmaya devam ediyor…”
“Bilmem ki abi” dedim, “Ben uğraşamam valla her sabah, akşam gezdirmeyle… Zaman ayıramam, hayvanı araya veririm!..”
O muhabbetin üzerinden yıllar geçti… Unuttum gitti.
Geçenlerde bir arkadaşım, evine köpek almıştı… Hiç öyle evinde köpek besleyecek bir insan değildi… Şaşırmadım değil!.. “Nereden çıktı bu köpek alma işi?..” diye sordum, “Hiiiç” dedi, “Değişiklik olsun istedim. Sanki… Her şey çok monotonlaşmış gibi geliyordu son zamanlarda… İyi geldi bana. Çocuk gibi… Yeni bir sorumluluk, heyecan, mutluluk… Sevgime, ilgime ihtiyacı olan birinin, bir şeyin olması beni mutlu ediyor.”
Bu sözleri duyunca Sinan Abi’nin sözleri geldi aklıma.
“Hepimizin hayatında zamanla monotonlaşan bir şeyler var demek ki,” diye düşündüm, “Bu monotonluğu kimimiz hobilerimizle, kimimiz de böyle ‘sıra dışı’ bir şeyler yaparak değiştirmeye çalışıyoruz galiba…”
…
* Fotoğraf: Daria Sannikova / Canva