Dünyayı Ardında Bırak

Dün Netflix’te  (en çok izlenen filmlerdenmiş) “Dünyayı Ardında Bırak / Leave The World Behind” adlı filmi izledim.

Filmin başından itibaren telefon, internet, tv, radyo, uydu vs iletişimi kesiliyor; bunlarla çalışan her türlü alet edevat devre dışı kalıyor…

Neyse… Spoiler vermeyeyim…

Filmin sonundaki konuşma ilginçti.

Filmin iki erkek bireyi olan biteni konuşuyorlar.

Siyahi erkek birey, olan bitenin bir plan olduğunu ve bu planın uygulamaya konduğunun farkına varıp, biraz salakça olan beyazi erkek bireye anlatıyor:

İlk aşaması tecrittir. İletişim ve ulaşım devre dışı kalır. Hedefi olabildiğince sağır, aptal ve sakat bırakıp kinci aşamaya hazırlarsın.

İkinci aşama… Eş zamanlı kaos. Örtülü saldırılar ve yanlış bilgilerle korkutursun. Savunma sistemini bastırarak silah sistemini radikalcilere ve kendi ordusuna karşı korunaksız bırakırsın.

Bir gerekçe ve düşman bulamayınca halk, birbirine düşman kesilir. Bunu başarırsan, üçüncü aşama kendiliğinden gelir:

Bir darbe… İç savaş… Çöküş…

Bu program bir ülkeyi istikrarsızlaştırmak için en düşük maliyetli yöntemdir. Çünkü hedefteki ulus yeterince işlevsiz kaldığında… Özetle, kendi pimini çeker.

Bunu başlatan bize bitirtecek.

Ben buradaki “iletişimin kesilmesi” mevzuuna takıldım.

İletişim sadece telefon, internet, uydu, televizyon vs olmayınca kesilmiyor ki!

Toplumun kendi içindeki iletişimini başka yollarla da kesmek mümkün.

Din, mezhep, politik görüş vb gibi araçlarla insanlar ayrıştırılıp birbirine karşı düşmanlık seviyesinde ötekileştirildiğinde de iletişim kesiliyor.

Eğer plan iletişimin kesilmesi üzerine kurulmuşsa ve iletişim kesilince plan başarılı oluyorsa…

Teknolojik ya da başka yöntemler kullanarak iletişimi kesip “pimin çekilmesini sağlamak” mümkün.

Bu yöntemi bulmak ve kullanmak ise planı uygulayanların vicdanına, ahlakına ve insafına kalmış!

.