1984 yılının yaz ayları… Sefa ile birlikte, hem üniversiteyi bitirmeye çalışıyoruz hem de Alinur Abinin GENPAŞ isimli reklam ajansında takılıyoruz.
Video kasetlerin patladığı, altın çağını yaşadığı zamanlar…
Alinur Abi bir sabah geldi ajansa… Her zamanki gibi neşeli, coşkulu… “Günaydınlar… İyi çalışmalar…” faslından sonra çayını alıp karşımıza oturdu, “Gelin lan gelin,” dedi, “Dün bir video izledim… Olamaz böyle bir film!.. Mutlaka izlemeniz gerek. Hatta videoyu bi’ gün buraya getirip beraber mi izlesek n’apsak!..”
Alinur Abinin o gün müthiş bir coşkuyla, heyecanla anlattığı film, Sultan’dı.
Sultan… Yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı, Türkan Şoray, Adile Naşit, Şener şen, Erdal Özyağcılar, İlyas Salman, İhsan Yüce gibi devlerin adeta bir yıldızlar resmigeçidi yaptığı film…
Benim için bir başyapıt.
Kartal Tibet’in vefatının ardından, Aydın Çam Hocamın Twitter’da yaptığı paylaşım ile tekrardan hatırladım.
O doğal, naif, içten, sevgi dolu hayatımız…
YouTube’tan buldum Sultan’ı, biraz izledim… Bir kez daha hayran oldum.
40 yılda Türkiye’nin “her anlamda” nereden nereye geldiğini üzülerek gördüm.
Asla nostalji değil!.. Ancak onca yoksunluğa karşın, her şeyin samimi, doğal, naif, sevgi dolu olduğu o günleri çok özlediğimi fark ettim.
Üstelik bu öyle bir özlem ki… Hani çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybedersiniz ve hiç bitmeyen bir özlemle hatırlarsınız ya en güzel anlarınızı, en mutlu zamanlarınızı… Her hatırladığınızda da yüreğinizin en dibinde bir sızı hisseder, o yakınınızı bir daha asla göremeyeceğinizi bilerek kahrolursunuz… İşte öyle bir özlem.
O doğal, naif, içten, sevgi dolu hayatımız çoktan mazi oldu.
Sultan ve onun gibi filmler, o sevgi dolu günlerin belgeseli, albümlerdeki sararmış fotoğrafları gibi…
Kartal Tibet’in vefatının ardından Aydın Çam Hocamın attığı tivit vesile oldu, albümdeki o sararmış fotoğraflara baktım, o güzel günleri hatırladım.
Çocukluğumuzun efsane kahramanı Karaoğlan’ı, Tarkan’ı, sonrasının efsane yönetmeni Kartal Tibet’i bu duygularla uğurluyor, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Işıklar içinde uyusun.